20 Ağustos 2016 Cumartesi

Aşkta Güzel Acısıda

Kirpiklerine dokunamadığın,gülüşünü bile bilmediğin adamın acısını yıllar gecsede yüreğinin bir köşesinde saklamak...
Her gece yastığın sırılsıklam olurken,kimsenin bundan haberi olmaması.
Yolda yürürken herkesi ona benzetmeye başlamak.
Rüyalarından,hıçkırıklara boğularak uyanmak.
Ve daha bir çoğu, insanın hayatını yerlebir edebilecek güçte..
İnsan acı çekmeden ölür mü?
Ya da aşık olmadan.
Insan aşık olabildiği için şükür mü etmeli, yoksa acılar içinde kıvrandırdığı için isyan mı etmeli bilmiyor, bilemiyor.
Aşkı da güzel, acısı da.
Çok acıtsada.

19 Ağustos 2016 Cuma

Hayaliniz Aslında Gerçeğinizdir


Tam bir hayalin peşinden koşmaya başlamışken,
Evet,tamam yaklaştım demişken,
Ayağınıza takılan küçük taşlar;
Sizi yavaşlatabilir.
Fakat siz her ne olursa olsun,
Koşmaya devam edip,taşlara aldanmadığınız zaman;
Kurduğunuz hayalin gerçek olduğunu bizzat göreceksiniz.
O an; koştuğunuz şeyin hayaliniz değil,
Gerçeğiniz olduğunu anlayacaksınız.
Durmayın,gerçeğinize koşun..
Yorulsanız da,pes etmeden
Düşseniz de,ses etmeden,
Sadece koşun.





18 Ağustos 2016 Perşembe

Buraları Terketmeden


Gitmeli miyiz buralardan?
Ya da kalmalı mı?
Havasını değiştirmeli miyiz buraların,
Ya da sularını?
Duymalı mıyız,gölün sesini?
Görmeli miyiz balıkların çırpınışlarını...
Bekçi olup sular mıyız kavak ağaçlarını?
Oturup bir köşeye Orhan Veli dinlemeli miyiz?
Dinler miyiz?
Ben Bir Garip Orhan Veli diyişini,defalarca tekrar eder miyiz?
Ya da birden Cemal Süreya açıp,karşılıklı çay içer miyiz?
Çayın demi hararetimi aldı diyerekten kahkahalar atar mıyız?
Dağın taşın tadını çıkararak yaşar mıyız sevgili.
Buraları terketmeden,
Havasını,suyunu değiştirmeden.
Şiirlerle,
Şarkılarla,
Aşklarla...

Ah Bülbül Ah


Oturmuş bir bülbül ağacın tepesine.
Aşkına çağırır.
Biri de oturmuş banka,
Seviyor sevmiyor diye papatyaları koparır...



Kış'sın


Sen bana, hiç yaz'ını yaşatmadın.
Hep kış'tın.
Ben seni sıcaktan bunalırken değil;
Soğukta üşüyorken sevdim.
Yine de sarılarak ısıtmadın...

5 Ağustos 2016 Cuma

Boynum Dudaklarınla


Gözleri kapalı,
Bir ah! Çekti içinden.
Tüm bedeninde yankılandı sanki.
O anda zaman durdu,açtı gözlerini.
İlk baktığı gözlerimdi.
Gülümsüyordu.
Ellerini yüzümde gezdirdi.
Tutup avuçlarından öptüm.
Saçlarımın arasına çiçekler sıkıştırdı.
Heyecandan titriyordum.
Titreyişimi dindirmek adına sarıldı.
Kokusunu ezberledim o an.
Saçlarımı çekip boynumdan öptü.
Sonra yavaşça kulağıma fısıldadı:
''Delirmiş gibi seviyorum seni,sen benim şiirlerimin kadını,solmasına izin vermeyeceğim çiçeğimsin''
Dedi ve gitti...


Papatyalar Ser Yoluma


Güller bahane be adam! Papatyalar ser yoluma.
Koparılmamış, öldürülmemiş papatyalar. 
Bilirsin , solmaz papatyalar. 
Kopardıklarında ağlayamaz.. 
Ağladıklarını, çırılçıplak kaldıklarında gösterirler.. 
Ağlamasınlar.. 
Ölmesinler..
Papatyalar koy her bir vazoya adam! 
Sabahları günaydınlarımız olsunlar. 
Geceleri, iyi geceler'imiz. 
Gülümsemeyle can bulsunlar, bir damla suyla mutluluk..
Mezarıma papatyalar koy adam! 
Beni sevdiğini papatyalar söylesin, yağmurun damlaları benim mezarımdan papatyalara gecsin…Ve,,papatyaları sev adam! 
Onlar masumiyetin temsili. 
Ben yokken sana gülücükler saçan bunlar olsun, günaydınlarını, iyi gecelerini sana papatyalar söylesin.
Adımı koy her birine.
Ömür boyu beni sana anlatsınlar..
Beni,sana hatırlatsınlar.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Tarçın Kokulu


Göğe uzanan beyaz elleri,
Rüzgara meydan okuyan dalgalı saçları...
Havayla karışmış tarçın kokusu,
Biraz da gülüşleri.
Bunların karışımını iliklerimde hissetmek istiyorum.
Bir sokak arasında,
Karanlıktan korktuğum anlarda,
Gülüşünü, Güneş'im olarak kullanabileceğim birini.
Saçlarının dalgalanışı içimi ısıtacakmış gibi.
Kokusu her hastalığıma deva olabilecekmiş gibi...
Sığınabileceğim bir liman istiyorum.




Tepedeki Kuş

Çatıda bir kuş bekliyor Kanatlarını gizlemiş,  İntihara meyilli Gözünde bir damla kalmış akmayı beklerken Esintide donup kalmış,  Bırakır mı...