17 Mayıs 2020 Pazar

Kapkara Boşluk

Zaman zaman psikolojimin aslında düşündüğüm kadar sağlam olmaması gözümü korkutmuyor değil.
Olaylara bakış açımın sertleşmesi,
Duygu yitirimiyle beraber mantığımın deli gibi bağırdığı bir zamandayım aslında.
Sanki kendi kendime saatlerce konuşuyorum da,kimse konuştuklarımı umursamıyor,duymuyor ya da ben duymalarını istemiyorum...
Bunlardan hangisi daha yakın şu anki duruma bilemiyorum.
Bazen içimin tamamiyle karanlıkla kaplı olduğunu düşünüyorum.
Kapkara bir boşluğun içinde sonsuzluğa hapsediliyormuşum gibi..
Bunları tetikleyenin, kafamın içinde ki susmak bilmeyen o seslerin olduğunu biliyorum.
Fakat oraya ulaşıp,onları susturmak o kadar zor ve uzak ki,
Düşünmemeye çalışmak o kadar yorucu ki..
Sözde yorgunluktan çıktım,asıl yorgunluğumla baş etmeye çalışıyorum her an.
Susmuyor kafamdakiler,
Anlamıyor etrafımdakiler,
Anlatmak istemiyorum ya da her neyse.
Benim bile çözemediğim bu şeyi,
Etrafımdakilerin anlayıp çözmesi;kafamdaki sesleri susturmam kadar imkansız ve zor.

Tepedeki Kuş

Çatıda bir kuş bekliyor Kanatlarını gizlemiş,  İntihara meyilli Gözünde bir damla kalmış akmayı beklerken Esintide donup kalmış,  Bırakır mı...