29 Kasım 2016 Salı

Soğuk Kabus


Duygularıma tercüman olamadığım zamanlardan biri.
Gecenin sessizliğinde boğulmayı tercih ettiğim bir an.
Ne kalan ne giden tarafım.
Çokca yorgun düşmüş, biraz da araftayım.
Söndüremediğim soğuğun alevi sarmış her bir tarafımı.
İçimin delik deşik olduğu,
Her delikten oluk oluk gözyaşlarının aktığı kabustayım.

3 Kasım 2016 Perşembe

Tanrıya Ağlamak


Bazı geceler,
Buğulu camların titrek soğuğunda;
Tanrıya yalvarır gibi ağlarsın.
Gibisi fazla aslında.
Ağlaya ağlaya yalvarırsın.
Kaç gece daha sevilmeyeceğim Tanrım?
Kaç güz daha geçecek üstünden?
Ölüme her geçen gün biraz daha yaklaşırken,
Daha kaç beden çürüyecek içimde?
Ahh! Dayanamıyorum bu boğazımı sıkan acıya.
Gözyaşlarımın kıyısındaki gemilerden,
Daha kaç tanesi batacak?



Tepedeki Kuş

Çatıda bir kuş bekliyor Kanatlarını gizlemiş,  İntihara meyilli Gözünde bir damla kalmış akmayı beklerken Esintide donup kalmış,  Bırakır mı...